• BIST 9716.77
  • Altın 2427.694
  • Dolar 32.5699
  • Euro 35.0032
  • Siirt 13 °C

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Batı'ya ve İsrail'e Fırça,İslam Ülkelerine Çağrı

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Batı'ya ve İsrail'e Fırça,İslam Ülkelerine Çağrı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam ülkelerine “kendinize gelin” çağrısı yaptı, Batı’yı ve İsrail’i topa tuttu.

İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği 10. Konferansında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslümanların kendi kararlarını kendisinin alması gerektiğini söyledi.

 

İslam ülkeleri bir elin parmakları gibi birbirine kenetlenirse bölgedeki tüm sorunların kolayca aşılacağını belirten Erdoğan, milyarlarca Müslüman’ın hissiyatının Birleşmiş Milletlerin karar mekanizmalarında dikkate alınmadığını kaydederek, “BM’de 56 İslam ülkesi olarak üyeyiz. Bir sözümüz geçiyor mu? Hayır. Bunu sorgulamayacak mıyız? BM’de adil ve eşitlikçi bir mekanizmanın oluşturulması kaçınılmaz. Bu hakkı istiyorsak kendimiz teslim alacağız” dedi.

 


Terör örgütlerinin asla İslam coğrafyasının temsilcisi, sözcüsü olmadığını ve olamayacağını söyleyen Cumhurbaşkanı, “Terör ile İslam, teröristle Müslüman kavramlarını yan yana kullanmak, İslam dinine en büyük hakaret ve saldırıdır” diye konuştu.

 


NETANYAHU’YA YİNE ATEŞ PÜSKÜRDÜ

Erdoğan’ın hedefinde Paris’teki terörü tel’in yürüyüşüne katılan İsrail Başbakanı Netanyahu da vardı:
“İsrail Başbakanı hiç utanmadan sıkılmadan ar haya etmeden Paris’teki terör karşıtı yürüyüşe katılıyor.

 

Hatta hatta millete el sallıyor. Teröre karşı ortak duruş ortak akıl bu mudur? Batı bunları insan olarak görmüyorsa onlara insan değil de gazeteci karikatürist lazım ise İsrail’in öldürdüğü gazetecileri nereye koyacaksınız?”

 


KARİKATÜR PROVOKASYONLARI VE FRANSA’DAKİ SALDIRILAR

Karikatür hakaretini kimsenin fikir özgürlüğü kapsamında değerlendirmeyeceğini kaydeden Erdoğan, “Zira kalkıp da bir dinin önderine, rehberine kimsenin saldırma hakkı yoktur” dedi.

 


Fransa’daki saldırılara da değinen Cumhurbaşkanı,“Öldürenler kim; Fransız vatandaşı ama Müslüman olduğu söyleniyor. Bunlar 16-17 ay hapishanenizde yattı. Çıktıktan sonra bu insanları neden takip etmediniz? Sizin istihbarat teşkilatınız çalışmıyor mu?” diye sordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Batı’ya da çağrı yaptı:

 


"Batı da artık bu şiddet sarmalındaki rolünü görmeli ve özeleştirisini yapmalıdır. İfade özgürlüğü her şeyi yapabilme, çizebilme özgürlüğü değildir. Kutsal değerlere saygısızlık hakkını kimseye tanımaz.

 

İfade özgürlüğünün arkasına saklanarak çirkin karikatürler çizenler, kimi nasıl incittiklerini, nasıl bir provokatif fitili ateşlediklerini görmek zorundadırlar. Çok iyi bilinmelidir ki Hazreti Peygamber Aleyhisselatu Vesselam, tüm Müslümanların kırmızı çizgisidir"

 


"TERÖRİSTLERİN EYLEMLERİ KESİNLİKLE MÜSLÜMANLARI BAĞLAMAZ"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, teröristler ve terör örgütlerinin İslam coğrafyasının temsilcisi olmadığını belirterek, "Kim oldukları, kime hizmet ettikleri bilinmeyen teröristlerin yaptığı eylemler kesinlikle Müslümanları ve İslam ülkelerini bağlamaz.

 

Terör ile İslam ve terörist ile Müslüman kavramlarını kasıtlı bir şekilde yan yana kullanmak, İslam dinine yapılan en büyük hakarettir. Terörist saldırıların ardından İslam coğrafyasını öz eleştiriye davet edenler asıl öz eleştiri yapmak, kendisini hesaba çekmek durumunda olanların ta kendileridir" dedi. 

 


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği (İSİPAB) 10. Konferansı’na katıldı. Konferansta konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İslam dininde istişarenin önemini hatırlattı.

 


Kur’an-ı Kerim’den örnekler veren Erdoğan, “Meclis kavramı, işleri birbirine danışarak yapma anlayışı Hz. Peygamber’den bugüne kadar bizim iş yapma metodumuz olmuştur. TBMM’nin 23 Nisan’da böyle bir anlayışla teşekkül ettiğini vurgulamak isterim. O gün kürsü arkasındaki duvarda bu ayet yazılıydı. İslam İşbirliği Teşkilatı’nın da böyle bir anlayışla teşekkül etmiş olması son derece önemlidir.

 

Bu birliktelik tek tek ülkemize, bölgemize yönelik meselelere çözüm arama aracı olarak çok mühimdir. İslam ülkelerinin böyle geniş bir platformda bir araya gelmeleri, istişare etmeleri önemli bir fırsattır. Gündemimizdeki konuları hiçbir komplekse, tereddüde ve korkuya kapılmadan burada istişare etmeliyiz” dedi.

 


“İSLAM DÜNYASI ÜZERİNDE CİDDİ OPERASYONLAR YAPILMAKTADIR”

İslam coğrafyasının olağanüstü bir dönemden geçtiğinin altını çizen Erdoğan, “İslam dünyası üzerinde ciddi operasyonlar yapılmaktadır. Müslümanlar birbirine kırdırılmaktadır. Müslümanlar birbirine vurdurulmaktadır. Akan kan Müslüman kanıdır. Ölenler ve öldürenler Müslümanlardır. Biz demek ki değerlerimizden uzaklaşıyoruz.

 

Aslında bütün farklılıkların, aramızdaki tüm tartışma konularının bir kenara bırakılarak ortak aklın, ortak çözüm araçlarının devreye alınmasının zorunlu olduğu bir zaman diliminde yaşıyoruz. Filistin’de 1 asırdır hemen her gün bir insanlık trajedisi yaşanırken meseleye çıkar gözlüğü ile bakmak, mezhep ya da parti taassubu ile bakmak asla insani değildir, İslami hiç değildir. Irak’ta camilerimize, türbelerimize yapılan saldırılara bir insan gözlüğü ile değil de strateji, konjonktür, çıkar gözlüğü ile bakmak vicdani de değildir, İslami de değildir.

 

Suriye’de 350 bin insan hayatını kaybetmişken, 7 milyondan fazla insan evinden göç etmişken, her gün onlarca insan öldürülürken meseleye iktidar gözlüğü ile bakmak inanın insani, vicdani ve İslami değildir. Ölenler kim Müslüman. Öldüren kim ‘ben de Müslümanım’ diyen bir devlet terörü” diye konuştu.

 


“MÜSLÜMANLAR ÖLDÜRÜLÜRKEN SADECE ACI ÇEKMEK BİZİ KURTARIR MI?”

Türkiye’de şu an 1 milyon 700 bin Suriyeli olduğunu hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Yaptığımız harcama 5.5 milyar dolar. Dünyadan gelen herhangi bir destek var mı? 250 milyon dolar. Avrupa’nın tamamında ne kadar sığınmacı var? 130 bin. Lübnan’da şu anda yaklaşık bizim kadar sığınmacı var, Ürdün’de 1 milyona yakın muhacir var. Başka yok.

 

Tablo bu. Bu şekilde kendi Müslüman kardeşlerini öldürenlere sahip çıkmanın İslami bir izahı var mıdır? Bütün bu sorunlu alanlar karşısında çatışmalar, terör, ırkçılık karşısında aramızdaki tüm farklılıkları bir kenara koyup iki elimizi başımızın arasına alıp tekrar düşünmek zorunda olduğumuz bir gerçektir.

 

Yapabilecekken yapmadıklarımızdan da hesaba çekileceğiz. Burada bu istişare zemininde her birinizin vicdanına şunu sormak istiyorum. Filistin’de masum çocuklar ölürken bunun için sadece acı çekmek bizi sorumluluktan kurtarır mı?

 

Suriye’de yüz binlerce insanın ölümü karşısında kamplarda soğuktan donup ölen, açlıktan ölen çocukların karşısında sadece vicdanımızın sızlaması bizleri kurtarır mı? Irak’ta kardeş kardeşi katlederken ölenlerin ve öldürenlerin mezheplerine bakıp susmak bizi hesaptan kurtarır mı?” şeklinde konuştu.

 


“İSLAM ADINA MÜSLÜMAN ÖLDÜRÜYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında DEAŞ terör örgütüne de değinerek şunları söyledi;
“Bakıyorsunuz DEAŞ diye bir terör örgütü çıkmış. İslam adına Müslüman öldürüyor. Bırakın bizler böyle bir yetkiyi nereden alıyor diye sormak gerekir.

 

İslam’ın içeriğinde olmayan ve bu şekilde Müslümanları katleden bir terör örgütü çok açık net ortada dolaşıyor. İşte Irak’ta olanlar ortada. Irak’ın yüzde 40’ı bunların işgali altında. Suriye’de de terör estiriyorlar. Bizler kendimizi önce sorgulamamız lazım. Yabancılar geliyor bombalıyor, öldürüyor. Zaten sıkıntı burada. Biz niçin sorunlarımızı onlara bırakıyoruz da kendi aramızda halledemiyoruz.

 

Biz sorunlarımızı kendi aramızda bu mecliste halletmemiz lazım. Afganistan’daki dram, Somali’deki açlık, Libya’daki fitne. Libya bölük pörçük. Libya’nın parası da var ama nerede batıda. Libya varlık içinde yokluk çekiyor. Eğer istersek, eğer Hz. Peygamber’in bize emrettiği istikamette bir elin parmakları gibi kenetlenir ve kardeş olmanın gereğini yaparsak bölgemizdeki tüm sorunları aşabiliriz.

 

Müslümanlar sustuğunda, İslam dünyası yöneticileri elleri kolları bağlı oturduğunda her mezhep kendi taraftarı arkasında durur. İşte o zaman devreye başkaları giriyor. Devreye fitneciler, teröristler, modern Lawrence’lar giriyor. Suriye’de bizim öz kardeşlerimiz öldürülüyor ama bunlarla ilgili kararları başkaları alıyor. Suriye’nin geleceği adına şu salonda bulunan parlamenterler, mensubu olduğu parlamentolar değil başka çevreler karar veriyor.”

 


Erdoğan, milyarlarca Müslümanın arzusunun Birleşmiş Milletler Konseyi’nin karar mekanizmalarına etki edemediğini belirterek, Müslüman ülkeler ile ilgili alınan her kararın beş ülke tarafından alındığında dikkat çekti.

 


“TÜM DÜNYA 5 ÜLKEYE TESLİM Mİ”

“Dünya 5’ten büyük” diyen Erdoğan, “Bu 5 içerisinde bir tane İslam ülkesi var mı? Kıta olarak Avrupa, Asya ve Amerika kıtaları temsil ediliyor. Diğer kıtalardan temsilci var mı? Tüm dünya bu 5 üyeye teslim mi. Böyle bir adalet olabilir mi.

 

Artık dünya 1. Dünya Savaşı şartlarını yaşamıyor. Eğer hayatı güncellemiyorsanız siyasetçi olamazsınız. Artık bu BM Güvenlik Konseyi’nin reforme edilmesi şart. Dünyadaki bütün ülkelerin bu halden memnun olduğunu zannetmiyorum. Kimle konuşsam ‘haklısın’ diyor ama iş uygulamaya gelince egemen güçlerin söyledikleri geçerli oluyor.

 

Şu anda İslam İşbirliği Teşkilatı’nda 56 üyeyiz. Peki bir sözümüz orada geçiyor mu. Peki biz ne işe yarıyoruz. Bunu sorgulamayacak mıyız? BM’nin neredeyse 3’te 1’ini İslam ülkeleri oluşturuyor. Bu konuda bir adım atmayacak mıyız? O zaman bu toplantıların da anlamı yok. İranlıların bir sözü var ‘oturdular konuştular ve dağıldılar’ Biz de de oturup, konuşup, dağılacaksak bir anlamı yok.

 

Ama oturup, konuşup, karar alacak ve uygulayacaksak bu işin bir neticesi var. Küresel ve bölgesel sorunların çözümünde adil, eşitlikçi bir mekanizmanın oluşturulması artık kaçınılmaz bir hal almıştır. Bu hakkı kimse bize vermeyecek onu bilelim. Gerçekten istiyorsak bu hakkı kendimiz teslim alacağız. Yoksa biz oturalım bu hakkı bize teslim etsinler bu beklersek çok bekleriz.

 

Bu dünyada var olduğumuzu, adalet ile muameleyi fazlasıyla hak ettiğimizi, kendi kararlarımızı kendimizin verebileceğini artık gür bir sesle dünyaya duyurmak zorundayız” ifadelerini kullandı.

 


“TERÖRİSTLERİN YAPTIĞI EYLEMLER MÜSLÜMANLARI BAĞLAMAZ”

Erdoğan son dönemlerde artan terör olaylarını da hatırlatarak, “Teröristler ve terör örgütleri İslam coğrafyasının ve Müslümanların asla ve asla temsilcisi değildir ve hiçbir zaman da olmayacaktır. Kim oldukları, kime hizmet ettikleri bilinmeyen teröristlerin yaptığı eylemler kesinlikle Müslümanları ve İslam ülkelerini bağlamaz.

 

Terör ile İslam ve terörist ile Müslüman kavramlarını kasıtlı bir şekilde yan yana kullanmak, İslam dinine yapılan en büyük hakarettir. Şu anda İslam ülkeleri içinde Müslümanlara yönelik acımasızca katliamlar işleyen canilerin, ya da İslam ülkeleri dışında cinayet işleyenlerin İslam dini ile yakında alakası olamaz. Terörist saldırıların ardından İslam coğrafyasını öz eleştiriye davet edenler asıl öz eleştiri yapmak, kendisini hesaba çekmek durumunda olanların ta kendileridir” dedi. 

Kaynak: Haber Kaynağı
Bu haber toplam 2311 defa okunmuştur
Bu habere henüz yorum eklenmemiştir.
Diğer Haberler
GÜNCEL
ANKET
Hükümetin bölge için son aylardaki politikasından memnun musunuz?
Tüm Hakları Saklıdır © 2006 Siirt Ajans | İzinsiz ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.
Haber Sistemi: CM Bilişim